Limon Bahçeleri | страница 2



Özgür Doğaçlama olan Cassandra'nın Çingene dansını kesinlikle herkes için dans edeceğim.

Misafirler çok memnundu ve kimse benden böyle bir cesaret beklemiyordu. Kostümü kendim annemin yazlık elbisesinden yaptım.

Sonra bir sandalyede durarak Puşkin'in şiirini okudum ve modern bir şarkı söyledim.

Büyükbabam benimle gurur duyuyordu ve büyükannem bizim zamanımız boşuna geçmediğine sevindi.

Herkes alkışladı ve yemeğe başladı.

Masada Kafkasya'daki askeri tatbikatların hatıraları anlatıldı. Kadehlerı kaldırma zamanıdır!!!

"Gürcü Askeri Yolu" ifadesini sık sık duyuyorum. Ve bana öyle geliyor ki: Şişelerdeki resimler, büyükbabamın cevabı-Efsaneler ve tüm bunlar bir şekilde bağlantılı.

Konyaklardan birini tatmama izin istiyorum.

İzin veriliyor – sadece bir çay kaşığı.

Ertesi gün haritayı tekrar açıyorum …ve tek gördüğüm SSCB'nin Büyük Bir Ülkesi ve… Nairi, Ani, Ararat bulmak için uğraşıyorum …

5 yaşımda bu yerleri kesinlikle bulacağımdan emindım, belki de bambaşka bir Dünya Haritası üzerinde …


1989 SSCB

Moskova




Birinci Bölüm: Limon Bahçeleri

1

Amasya Vilayeti, Osmanlı Devleti.

Yaklaşık 100 yıl önce …

 Manastırın arkasında üzüm bağları vardı … zeytin ve narenciye ağaçları.

Düzgün temizlenmiş bir patika yoluna sapan Simon, hızını artırdı ve kızla görüşmek için koşmaya başladı. Annette her zaman buluşmaya Simon’dan daha erken gelirdi. Limon bahçesinin yeşil ağaçlarının gölgesinde resim yapmayı ve taze ekşi meyveleri koklamayı seviyordu. Annette, resim öğretmeninin ona Noel için verdiği not defterinden gözlerini ayırarak yaklaşan çocuğa el salladı.

Gençler birbirlerini doğuştan tanıyorlardı: Babaları kuzendi ve manastırın zıt taraflarında küçük malikaneleri vardı.

Annette'nin babası, Osmanlı donanmasında haritacı olarak hizmet veren rütbeli bir askerdi. Simon'ın babası, kuzeninin askeri görüşlerini paylaşmıyordu. Manastırda tarih ve coğrafya öğretmenliği yapıyordu.

Her iki evde de salonun ortasında üzerindeki dünya küresini özel bir açıyla tutan zarif ve yüksek bir stant vardı, küre hafif bir dokunuş ile bile sanki hiç durmayacakmış gibi dönmeye başlıyordu.


Nadiren ve kısa bir süreliğine evinde olan Annettın babası çocukları bir araya getirerek Osmanlı İmparatorluğu'nun son yüzyıllarda masmavi deniz sularında kazandığı savaşlardan, Kuzey Afrika’da fethettiği uzak topraklardan ve daha evvel anlatılmamış zenginliklerinden bahsetti.

Bu yıl eve hiç gelmedi. Yalnızca Konstantinopolis'ten gelen postalar ve Mısır açıklarındaki bir Türk savaş gemisinden gönderilen kısa mektupları geliyordu.